5 Haziran 2012 Salı

DEĞİŞİM ZAMANI


Trabzonspor Basketbol takımında sorunların artık üstü örtülemez oldu. Zaman zaman bizlerin de önlem alınması için uyardığımız üzere, bu yapının mevcut haliyle çok da ilerleyemeyeceği gerçeği bugün gözler önündedir. Basketboldan bihaber insanların oluşturduğu yönetimlerin elinde ne karar verme ne de denetleme faaliyetleri işler. Sene başında iddialı söylemlerle “aslında biz 2-3 milyonluk takım kuracaktık ama Trabzon şehri daha büyük başarılar hak ediyor; o nedenle bütçemizi 4,5 milyona çıkardık” diyenlerin başarıya giden yoldaki oyuncu tercihleri ne derece doğruydu? Hatırlayın, Sakota geldiğinde ilk söylediği şuydu: “Yetersiz ve dengesiz bir kadro var.” Yani belli bölgelerde apaçık eksiklik varken bazı bölgelerde yoğunluk vardı. İşte iddialı hale getirilmiş bütçenin kadrosu buydu!

Ve hani sağlam sponsorluk anlaşmaları yapılmıştı? Medical Park, yaşanan krizde ne derece etkilidir? Nakit sıkıntısının kaynağı sponsor mudur, yoksa yöneticilerin yanlış uygulamaları mıdır? Aslında kimse sorumluluk üstlenmez böyle zamanlarda. Açık seçik anlatılmalıdır. Ne oluyor, ne bitiyor!
Öncelikle, Trabzonspor yöneticileri, basketbol camiasına getirdikleri heyecanın farkında değillerdi. Trabzonspor taraftarlarının umutlarının, hayallerinin farkında değillerdi. Takımı, şehre açamayacak kadar uzaklardı gerçeklere. Tüm bunların sonucunda şimdi kimsenin umursamadığı bir noktaya geldiler. Evet, Trabzonspor taraftarları üzülüyor. Bu erken pes edişe isyan ediyorlar! Ama diğer taraftan bu günlere hazırlamışlardı kendilerini. Görünüyordu yolun sonu…
Planlama hatalarının hangi birini anlatalım: Kendi şehrinde antrenman yapamayan bir takım düşünün. Borçlarından dolayı oyuncu servisini çalıştıramayan bir takım düşünün! Daha geçen seneki kadrosuna şampiyonluk primlerini ödemekte güçlük çekmiş bir takım düşünün! Altyapı yatırımı olarak kurmak istediği pilot takımı bölgesel ligde oynatamayan bir takım düşünün! “Hafif sakatlığı var” denilen oyuncusunun 13 haftadır oynayamadığı bir takım düşünün!
Böylesine koşullarda Rasic’in yerinde hangimiz olsak, arkamıza bakmadan çeker giderdik buradan! Belki yarın Wright, belki Obasohan, belki diğerleri… Bir maaş verince oyuncular antrenmana çıkacak, peki bir hafta sonra, bir ay sonra, bir yıl sonra? İlk kez yaşamıyoruz bu sahneleri. Demek ki tekrarlar hale gelmiş. Öyleyse tıkanmış bu sistemi değiştirmek gerekmez mi!?

Değişim zamanı gelmiştir. Şimdilik aşıldığı söylenen krizin ileride hortlamaması için kalıcı tedbirler alınmalıdır. İlk olarak, iki başlılık sona ermeli, kulüp içinde kulüp olma garipliği son bulmalıdır. Yani yuva, çatı… vs. ne derseniz deyin ayrı bir basketbol takımı değil Trabzon”SPOR” Kulübü’ne ait basketbol şubesi oluşturulmalıdır.

Şube, basketbolu bilen, yönetim kurulunda yer alan bir idareci tarafından temsil edilmelidir. Fakat basketbolu bilen bir profesyonel tarafından sportif işleri yürütülmelidir. Bu şubenin sponsorluk ve diğer gelirleri basketbola aktarılmalı, basketbol için harcanmalı.

Kısacası emekleme dönemindeki Trabzonspor basketbol yalnız bırakılmamalıdır.
Ve her kim ki, Trabzonspor’a ait bir takım bu haldeyken umursamamıştır, yardım eli uzatmamıştır; tarih onları da bir köşeye kaydedecektir.
Camianın ileri gelenlerinin atacağı bir adımın karşılığı, taraftarlar nezdinde bir değil bin olacaktır. Hayri Gür Spor Salonu, gelecek sezon taptaze bir başlangıç için Trabzonspor’u ve Trabzonsporluları bekliyor, “gel” diyor. Dilerim, artık bu sese kulak verilir. Çünkü o ses, milyonlarca taraftarın kocaman yüreğinin sesidir!

NOT: Yukarıdaki yazı ilk olarak 1/4/2011 tarihinde yayınlanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder