16 Ağustos 2012 Perşembe

RASİM BAŞAK, TRABZONSPOR FORMASI GİYMELİ Mİ?

Değerli Trabzonsporlular,

Uzun zamandır futbolda yaşadıklarımız bizleri yordu, yıprattı. Artık haklılığımız adli makamların vermiş oldukları kararlarla da herkesin malumudur. Bu süreçte Trabzonspor'umuzu ve Trabzonsporlular'ı diğerlerinden ayıran TEMİZ FUTBOL isteğiydi.

Kargaşanın en yüksek yoğunlukta yaşandığı bu dönemde basketbol takımımız bir alt lige düştü. "Düşürüldü" de diyebilirdim. Lakin bu noktaya gelene kadar gerçekleşen bir çok olaya "tedbir" niyetli önerileri BordoMavi.Net forumlarında şahsen açıklamıştım. Kabul etmek gerekirse taraftarımızın dikkatini basketbola çekmeyi başaramadım. Tek bir olay hariç:

Hatırlarsanız geçen yaz döneminde, eski Genel Menajerimiz Doğan Hakyemez'in baş antrenör olarak Altar Tunçkol'la görüştüğü haberleri basına yansımıştı.

Bunu forumun Basketbol sayfalarını takip eden taraftarlarımız anımsayacaktır. Fakat Altar Tunçkol'un twitter hesabından yazdığı futbol yorumları (2010-11 sezonunun son dönemi) Trabzonspor'u aşağılayıcı ve karalayıcı nitelikteydi. İşte bu mesajları fark edip ilk olarak BMN'de paylaşmıştım. Taraftarımız hassasiyetini ve gereken tepkiyi gösterdi. Olaylardan bihaber yöneticilerimiz de geri adam atmak zorunda kaldı.

Ben (katılan olursa biz), "Altar Tunçkol Fenrbahçeli" diye o tepkiyi göstermedim. Profesyonel olarak çalışacak, bunun karşılığında para kazanacak ve kulübü saha içinde temsil edecek fakat buna karşın o kulübün bir diğer branşını (kendince) lekelemeye yeltenecek bir şahsın Trabzonspor çatısı altına girmesine gönlüm razı olamazdı, engel olmak istemiştim.

Şimdi bir benzer olayı yaşıyoruz. Takımın İkinci Lig'de olması, gözlerden uzak kalmasına sebep olmuş olabilir. Yine de farkındalık açısından uyarımı yapayım.

Trabzonspor Basketbol Kulübü, yeni sezon kadrosunda forvet oyuncusu olarak Rasim BAŞAK ile anlaştı.

Eee ne var bunda diyebilirsiniz? Kim ki bu diyebilirsiniz?

Tribünlerle kavga eden, rakip oyunculara en acımasız hareketleri (faul demiyorum) yapan, antipatik bir oyuncu.

Bu bir yorum değil. Subjektif bir görüş de değil. Çünkü gerçek bu! Basketbolu az biraz takip eden birine bu oyuncuyu sorsanız, size vereceği malumat yukarıdakilerden farksız olmayacaktır.

Ben kimsenin ekmeğine mani olmak niyetinde değilim. Allah çok versin...

Koç, teknik anlamda kendi sistemine uygun görmüş olabilir. Saygı duyarım. Zaten oyun karakteriyle bir eleştiri yapmıyorum.

Yöneticilerin basketboldan ne derece anladığını ise taraftarlarımızın takdirine bırakıyorum. Oyuncuları ne kadar tanıdıkları, Trabzonspor'umuzun formasını kimlere giydireceklerini bilemeyebileceklerini hoş görüyorum. Trabzonspor'a çamur atan Altar Tunçkol'la "hiç görüşmedik" diyebilirler mi?

O zaman iş bize düşüyor yine: "Temiz futbol" diyen taraftar "TEMİZ BASKETBOL" da demelidir.

"Temiz Basketbol" noktasından çıkacaksak yola, Rasim BAŞAK, Bordo - Mavi formayı GİY-ME-ME-Lİ!

Bu oyuncu, bugüne kadar oynadığı takımların (7 sezon Fenerbahçe) formasıyla nasıl rakip takım tribünlerine el, kol ve ağız hareketleriyle, spor salonlarına yakışmıyorsa BENİM FORMAMLA rakip takımların taraftarına, oyuncusuna da bulaşmasını kabul edemem! (Elbette bu bir öngörüdür. Olacağının garantisi yoktur, olmayacağının garantisinin olmayacağı gibi...)

Sert basketbol oynamak, (sportif anlamda) pis işler yapmak başka bir şey; yakışıksız davranmak başka bir şey!

Bir Trabzonspor taraftarı olarak, basketbolsever olarak sizlerin de fikrini merak ediyorum. Rasim Başak, Trabzonspor forması giymeli mi?

NOT 1: "Sana mı düştü Trabzonspor formasının kimin giyip giymeyeceği" diye merak edenlere... Evet, bana düştü! Dert edindim bunu kendime. Çünkü Trabzonspor, TRABZONSPORLU'nundur!

NOT 2: İki sezon önce Beobasket gerçeğini hem forumda hem de yazılarımda sorguladığımda "kimse bu çocuk ne diyor" diye sormuyordu. Çünkü olaylara vakıf değillerdi. Ancak zaman geçti, gün geldi, küme düştüğümüzde bilen - bilmeyen, sağdan soldan kulağına fısıldananlarla herkes Beobasket demeye başladı! Hatta futboldan daha büyük bir şikeye, menajer oyunlarına kurban gittiğimizi iddia edenler oldu! Kısmen doğruydu ama geç kalmışlardı beyler. İki yıl önce ben bunları paylaşırken ses çıkarmayan, görmeyen, dinlemeyenler bugün Rasim Başak transferine yine ses çıkarmayacaktır. Çünkü bihaberdirler.

Öyleyse, uyarıyorum!

15 Ağustos 2012 Çarşamba

"VETERAN TAKIM" HADİSESİ

Trükiye'de sporseverler arasında en çok tartışılan konulardan biridir, takımlarındaki oyuncuların yaşı. "Gençlik ateşi" ile "deneyim" taraftarları arasında uzlaşma sağlanması zordur. İlk cümledeki sporsever tabiri ülkemiz koşulları dikkate alındığında futbolsever olarak algılanabilir rahatlıkla. Biz basketbol açısından bakalım.

Öncelikle okyanus ötesine gidelim. Basketbolun doğduğu yerlere... Dr. Naismith'in icat ettiği basketbol oyunu fiziki yeterliliğin zekayla perçinlendiği muhteşem bir sistem. İşte "yaş" olgusu burada devreye giriyor!

Bir yandan fiziki yeterlilik, "geçen yıllara" paralel olarak sorgulanırken; tecrübe ile oyun zekasındaki gelişim de avantaj olarak görülmekte.

Evet, okyanus ötesi demiştik, yani NBA. NBA şampiyonlarının (82 normal sezon + yaklaşık 20 play-off) yedi aylık süreçte 100'e yakın maç oynaması dilde kolay gibi görünse de icraatte hiç de öyle değil. Ortalamaya vurduğunuzda 3 günden kısa sürede 1 maç! Geniş ABD coğrafyasında maç gecesi seyahatleri... Ve daha fazla sayıda zorlayıcı koşul...

Şampiyon takımların, o kadrolarındaki bazı oyuncular şöyle:

2011-12 Şampiyonu Miami Heat

38'lik Juwan Howard - 33'lük Shane Battier - 31'lik Mike Miller, Udonis Haslem, James Jones

2010-11 Şampiyonu Dallas Mavs

37'lik Jason Kidd - 33'lük Jason Terry, P. Stojakovic, B. Cardinal - 32'lik D. Novitzki, S. Marion

2007-08 Şampiyonu Boston Celtics

38'lik Sam Cassell, PJ Brown - 32'lik Ray Allen, S. Pollard - 31'lik K. Garnett, J. Posey

2005-06 Şampiyonu Miami Heat

37'lik Gary Payton - 35'lik Zo Mourning - 33'lük Shaq - 32'lik S. Anderson

Ve bu işin yani "veteran takım" olayının zirvesi San Antonio Spurs!

2006-07 Şampiyonluğunda

36'lık R. Horry - 35'lik Brent Barry ve Bruce Bowen - 34'lük Eric Williams - 33'lük M. Finley - 31'lik F. Oberto ve J. Vaughn (Hatta Tim Duncan o sene 30'undaydı)

İki sezon önce ise yukarıdaki isimlerin yanında 37'lik Tony Massenburg ve 32'lik Glenn Robinson da dahildi rotasyona.

Bu örnekleri şunun için verdim: Doğru kondisyon çalışmalarıyla, rotasyonu iyi ayarlayarak NBA şampiyonluğuna gidilen zorlu yolda dahi "veteran takımlar" başarılı olabiliyor.

NBA ile TB2L hangi açılardan birbirine benziyor veya birbirlerinden ayrılıyor. Mesela bu değil bence. Asıl sorulması gereken bu sezon başarılı olunduğunda, bu oyunculardan hangileri gelecek sene TBL'de sizinle devam edebilecek?

Bunu şunun için soruyorum:

Trabzonspor Basketbol takımının 4 yıllık profesyonel geçmişini az çok bilenler Alpella'dan devralınan genç takım hedefe varamayınca "bu iş gençlerle olmuyor, bize kurtlar lazım" demişlerdi.

Dedikleri gibi oldu, bir takım gitti, yeni bir takım geldi. Ve aşı tuttu, takım ezdi geçti rakiplerini. Ama o takım dağıtıldıktan sonra Ogün Sevinçler, Can Özcanlar, Birkan Batuklar kıymete binmişti. Herkes onları arar olmuştu (Birkan Batuk'un geldiği nokta takdir edilesi ancak diğerleri hiçbir zaman Trabzon'daki seviyeye çıkamadı).

BEKO BL'ye ayak bastığımızda ise Hakan, İlker, Hadi ve Serhat kadroda kaldı (Hakan daha ilk yarı bitmeden gönderildi). Onların da aldığı roller sınırlıydı. Yani TB2L'nin tozunu atan o müthiş takımdan kimse doğru dürüst iş yapmadı BEKO BL'de (Keskin Hadiciler buna katılmayacaktır büyük ihtimalle).

Ve şimdi yeniden TB2L'deyiz. Transferi açıklanan oyuncular "Veteran Takım vol.2" oldular şimdiden. Hatta rakiplerin hamlelerine bakıldığında(birkaç eksiğe rağmen) dominant bir kadro kurulmuş diyebiliriz.

İyi de bu kısa vadeli planlardan daha önce Trabzonspor'un ağzı yanmadı mı? Hemen hemen herkes bu stratejiyi kötülemedi mi BEKO BL yıllarında? Peki, geçen yıl İdmanocağı'yla Bölgesel Ligde oynayan çocukların geleceği ne olacak? Hani onların geleceğiydi Trabzonspor? Hani altyapı, Trabzon'un öz evlatları hassasiyeti... Sadece oyuncu bazında değil tabii. Hocalar, menajerler... Bunlar artık konuşulmaz oldu

Çünkü bizi BEKO'ya çıkaracak metod belli: "Toplama Veteran Takım".

Kısacası günü kurtarma faaliyetleri devam ediyor. "Hele bugünler geçsin, bakarız ileride"...

14 Ağustos 2012 Salı

TB2L'E GİRİŞ

ARDIMA HİÇ BAKMADAN...

Trabzonspor Basketbol Takımı'nın profesyonel ulusal liglerdeki 5. sezonu ne yazık ki BEKO BL'nde olmayacak. İki sezon ardından yeniden TB2L deneyimi yaşayacak olan takımımız kötü geçen BEKO BL günlerinin yarasını sarmaya çalışacak.


"O yaralar nasıl oluştu", "nerede hatalar yapıldı" diye sorma alışkanlığımız pek yok, gelişmemiş. Öyleyse "ardına hiç bakma"(!)


BEKO BL döneminde bir türlü istikrar yakalanamaması ve gelmeyen başarı, taraftarlarımızın bir kısmında "keşke TB2L'de oynasaydık" isyanlarına sebep olurdu. Çünkü orada kısa sürede başarılı olunmuş, hepsinden de önemlisi sürekli KAZANAN taraf haline gelmiştik.


Şimdi tekrar TB2L'deyiz. Ama bu lig, bıraktığımız gibi değil. Bazı değişiklikler olmuş. Gelin, "yılın ilk dersi" tadında biraz sohbet edelim...



LİGDE KAÇ TAKIM VAR?


Takımımız daha önce 2008-09 VE 2009-10 sezonlarında TB2L'de mücadele etmişti. O dönemlerde TB2L 12'şer takımlı iki grupta (A ve B) oynanmakta idi.


2012-13 sezonunda ise TEK grupta 18 takım yer alacak.



LİGDE HANGİ TAKIMLAR YER ALACAK?


ANKARA: Başkent Gençlik - Genç Telekom - Maliye Milli Piyango - Söğütsen Seramik


BALIKESİR: Bandırma Kırmızı - Best Balıkesir


BURSA: Final Gençlik


İSTANBUL: Darüşşafaka - İstanbul Büyükşehir Belediye - İstanbulspor - Pertevniyal 


İZMİR: İzmir Büyükşehir Belediye - Gelişim Koleji


KONYA: Selçuk Üniversitesi


MANİSA: Akhisar Belediyespor - Vestelspor


UŞAK: Uşak Belediyesi



BEKO BL'YE NASIL ÇIKILIR?


İlk Aşama / NORMAL SEZON: Her takım iki devreli, lig statüsüne göre toplam 34'er maç oynayacaktır.


İkinci aşamada / PLAY - OFF: 34 hafta sonunda ilk 8'e giren takımlar play - off hakkı kazanır.


* PLAY - OFF BİRİNCİ TUR (Çeyrek Final): Seri 0 - 0 başlar. İki (2) maç kazanan üst tura çıkar.


* PLAY - OFF İKİNCİ TUR (Yarı Final): Seri 0 -0 başlar. İki (2) maç kazanan finale çıkar.


Finale yükselen iki takım, aynı zamanda BEKO BL'ye yükselme hakkı kazanır.


* FİNAL: Tarafsız sahada tek maç olarak oynanır. Kazanan takım "TB2L Şampiyonu" ünvanını elde eder.


NOT: 2008-09 ve 2009-10 sezonlarında normal sezon, eleme grupları ve final grubu dahil takımımız 33'er maç oynamıştı. Bu seneki programa göre sadece normal sezonda 34 maç var. Bu demektir ki, iki sezon öncesinden daha yoğun bir statüyle karşı karşıyayız.



MAÇLAR NE ZAMAN BAŞLAYACAK?


TB2L'de sezon 6 Ekim 2012'de başlayacak.



KAÇ YABANCI OYUNCUYA YER VEREBİLİYORUZ?


Haziran ayı sonunda TBF Yönetimi'nin aldığı kararla takımlar yeni sezonda 2 yabancı oyuncu oynatabilecek.


Kısa Yorum: NBA oyuncuları gelmediğinde Finlandiya'yı bile yenemeyen bir milli takıma sahibiz. Buna karşın daha birkaç hafta önce Yıldız Milli Takım Fransa'yı yenerek Avrupa şampiyonu oldu. Yıllardır alt yaş gruplarındaki birçok yeteneğe A takımlarda yer açamıyoruz. Gerçi açsan ne olacak, Trabzonspor'un bu sezon için kurduğu kadro (şimdilik) 10 oyuncunun 6 tanesi 32 yaş ve üstü! Artı - eksi meselesi... Diğer etkenleri tartışılabilir.



TÜRKİYE KUPASI'NDE OYNAYACAK MIYIZ?


Hayır. Türkiye Kupası BEKO BL takımları arasında oynanıyor. Fakat bu sezon TBF bir yenilik yaparak TB2L takımları için Federasyon Kupası uygulaması başlatıyor.



FEDERASYON KUPASI'NIN STATÜSÜ NEDİR?


Şöyle: TB2L'de yer alan 18 takım, üç takımlı altı grup oluşturuyor (Maçların oynanacağı şehirler daha sonra belirlenecek).



* Birinci Tur


A Grubu: A Grubu: Uşak Üniversitesi, Darüşşafaka, Başkent Gençlik


B Grubu: İzmir Büyükşehir Belediyespor, Best Balıkesir, Bandırma Kırmızı


C Grubu: Vestelspor, İstanbulspor, İstanbul Büyükşehir Belediyespor


D Grubu: Final Gençlik, Söğütsen Seramik, Genç Telekom


E Grubu: Maliye Milli Piyango, Akhisar Belediyespor, Selçuk Üniversitesi


F Grubu: TRABZONSPOR BASKETBOL, Pertevniyal, Gelişim Koleji




Gruplardaki takımlar kendi arasında tek devreli (birer maç) lig oynayacak. Grup birincileri üst tura çıkacak.



* İkinci Tur

İlk tur gruplarından gelen 6 takım, üç takımlı iki grup oluşturuyor (Maçların oynanacağı şehir daha sonra belirlenecek).


Takımlar kendi aralarında tek devreli (birer maç) lig oynayacak. Grup birincileri finale yükselecek.




* Final

Final, tek maçla oynanacak. Kazanan takım 2012-13 Federasyon Kupası Şampiyonu olacak.


Federasyon Kupası maçları İddaa programlarında yer alacağından takımlara maddi kaynak sağlayacak. 


Ayrıca kupa maçlarının oynanacağı şehir ve tarihler henüz açıklanmadı. Fakat lig öncesi (6 Ekim) oynanacağını biliyoruz. Sezon başlamadan, takımların kendi durumlarını görmeleri ve rakipleri tanımaları açısından Federasyon Kupası'nın faydalı olacağını düşünüyorum.



"TB2L'ye Giriş"i böylece tamamlamış olduk. Gelecek günlerde tekrar görüşmek ümidiyle...


5 Haziran 2012 Salı

DEĞİŞİM ZAMANI


Trabzonspor Basketbol takımında sorunların artık üstü örtülemez oldu. Zaman zaman bizlerin de önlem alınması için uyardığımız üzere, bu yapının mevcut haliyle çok da ilerleyemeyeceği gerçeği bugün gözler önündedir. Basketboldan bihaber insanların oluşturduğu yönetimlerin elinde ne karar verme ne de denetleme faaliyetleri işler. Sene başında iddialı söylemlerle “aslında biz 2-3 milyonluk takım kuracaktık ama Trabzon şehri daha büyük başarılar hak ediyor; o nedenle bütçemizi 4,5 milyona çıkardık” diyenlerin başarıya giden yoldaki oyuncu tercihleri ne derece doğruydu? Hatırlayın, Sakota geldiğinde ilk söylediği şuydu: “Yetersiz ve dengesiz bir kadro var.” Yani belli bölgelerde apaçık eksiklik varken bazı bölgelerde yoğunluk vardı. İşte iddialı hale getirilmiş bütçenin kadrosu buydu!

Ve hani sağlam sponsorluk anlaşmaları yapılmıştı? Medical Park, yaşanan krizde ne derece etkilidir? Nakit sıkıntısının kaynağı sponsor mudur, yoksa yöneticilerin yanlış uygulamaları mıdır? Aslında kimse sorumluluk üstlenmez böyle zamanlarda. Açık seçik anlatılmalıdır. Ne oluyor, ne bitiyor!
Öncelikle, Trabzonspor yöneticileri, basketbol camiasına getirdikleri heyecanın farkında değillerdi. Trabzonspor taraftarlarının umutlarının, hayallerinin farkında değillerdi. Takımı, şehre açamayacak kadar uzaklardı gerçeklere. Tüm bunların sonucunda şimdi kimsenin umursamadığı bir noktaya geldiler. Evet, Trabzonspor taraftarları üzülüyor. Bu erken pes edişe isyan ediyorlar! Ama diğer taraftan bu günlere hazırlamışlardı kendilerini. Görünüyordu yolun sonu…
Planlama hatalarının hangi birini anlatalım: Kendi şehrinde antrenman yapamayan bir takım düşünün. Borçlarından dolayı oyuncu servisini çalıştıramayan bir takım düşünün! Daha geçen seneki kadrosuna şampiyonluk primlerini ödemekte güçlük çekmiş bir takım düşünün! Altyapı yatırımı olarak kurmak istediği pilot takımı bölgesel ligde oynatamayan bir takım düşünün! “Hafif sakatlığı var” denilen oyuncusunun 13 haftadır oynayamadığı bir takım düşünün!
Böylesine koşullarda Rasic’in yerinde hangimiz olsak, arkamıza bakmadan çeker giderdik buradan! Belki yarın Wright, belki Obasohan, belki diğerleri… Bir maaş verince oyuncular antrenmana çıkacak, peki bir hafta sonra, bir ay sonra, bir yıl sonra? İlk kez yaşamıyoruz bu sahneleri. Demek ki tekrarlar hale gelmiş. Öyleyse tıkanmış bu sistemi değiştirmek gerekmez mi!?

Değişim zamanı gelmiştir. Şimdilik aşıldığı söylenen krizin ileride hortlamaması için kalıcı tedbirler alınmalıdır. İlk olarak, iki başlılık sona ermeli, kulüp içinde kulüp olma garipliği son bulmalıdır. Yani yuva, çatı… vs. ne derseniz deyin ayrı bir basketbol takımı değil Trabzon”SPOR” Kulübü’ne ait basketbol şubesi oluşturulmalıdır.

Şube, basketbolu bilen, yönetim kurulunda yer alan bir idareci tarafından temsil edilmelidir. Fakat basketbolu bilen bir profesyonel tarafından sportif işleri yürütülmelidir. Bu şubenin sponsorluk ve diğer gelirleri basketbola aktarılmalı, basketbol için harcanmalı.

Kısacası emekleme dönemindeki Trabzonspor basketbol yalnız bırakılmamalıdır.
Ve her kim ki, Trabzonspor’a ait bir takım bu haldeyken umursamamıştır, yardım eli uzatmamıştır; tarih onları da bir köşeye kaydedecektir.
Camianın ileri gelenlerinin atacağı bir adımın karşılığı, taraftarlar nezdinde bir değil bin olacaktır. Hayri Gür Spor Salonu, gelecek sezon taptaze bir başlangıç için Trabzonspor’u ve Trabzonsporluları bekliyor, “gel” diyor. Dilerim, artık bu sese kulak verilir. Çünkü o ses, milyonlarca taraftarın kocaman yüreğinin sesidir!

NOT: Yukarıdaki yazı ilk olarak 1/4/2011 tarihinde yayınlanmıştır.

4 Haziran 2012 Pazartesi

TRABZON, BASKETBOL, DİĞERLERİ


Gençlerbirliği, ekonomik açıdan zor durumda olan Hacettepe Üniversitesi'ne destek olacakmış. En azından görüşüyorlar, düşünüyorlar, üzerinde çalışıyorlar.

Eskişehirspor, TB2L takımı Başkent Gençlik'i satınalıyor, menajer ve koçu şimdiden belirliyor. Kısacası basketbola yatırım yapmanın yollarını arıyor, araştırıyor, kovalıyor.

Biz?

Biz futbol şehriyiz!

Daha Sol Bamba'yı alacağız, para lazım. Eee menajere de bir şeyler yedirmek lazım, değil mi!?

O zaman basketbolu salla gitsin!

*

Öncelikle gerçekçi planlama (sportif ve finansal) yapacak kişilerin işin uzmanı olması lazım. Yani menajer, koç ya da her kimse... Bunların profesyonel olması lazım. Basketbolu biliyor olması lazım. Lazımoğlu lazım!

Yapılacak fizibiliteyle belediye, vali, konuya ilgili iş adamları kapı kapı dolaşılmalı.

Biri Trabzonspor mu dedi?

O'nun adı var, kendi yok!

(Bu arada, geçen hafta sonu Trabzon'da Uluslararası Tenis Federasyonu'nun 10,000 Dolar ödüllü resmi turnuvası oynandı. Korta gidenlerin söylediğine göre sporcular dışında pek kimseler yokmuş. Olimpik spor kenti TRABZON!)

28 Mayıs 2012 Pazartesi

YENİ BİRLEŞME DEDİKODULARI...

Beşiktaş ile Anadolu Efes'in birleşmesi söylentileri netlik kazanmadan (hatta kısmen yalanlandı) yeni senaryolar Ankara'da oluştu. Senaryolar diyorum çünkü birden fazla durum söz konusu.

İlkinde malumunuz Türk Telekom başrolde. Türk Telekom BEKO BL'den çekilecekmiş, TED Kolejliler'e sponsor olacakmış, faaliyetlerini İkinci Lig'deki Genç Telekom üzerinden yönetecekmiş.

İkinci senaryo ise yönetimi değişen Hacettepe Üniversitesi ile ilgili... Bütçe sıkıntıları çekiyorlarmış. Lig hakkını devredebilirlermiş.

Eğer Trabzonspor;

* Basketbola ciddi yaklaşıyorsa

* Uzun vadeli program yapıyorsa

* Gerçekçi bütçeler oluşturabilecekse bu iki söylentiyi yakından takip etmeli. Doğabilecek fırsatları değerlendirmek üzere hazır beklemeli.

17 Mayıs 2012 Perşembe

EFES & BJK BİRLEŞİRSE...

Uzun bir aradan sonra, tekrar merhaba.

Yıllardır basketbol kulislerinde bazı dedikodular dillendirilir. Türk Telekom ne zaman maç kaybetse "Galatasaray'la birleşecek" söylentileri çıkar. Anadolu Grubu başkanı Sayın Özilhan'ın Beşiktaşlı oluşu ve Cola Turka desteğinin sona ermesi "Efes - Bjk" flörtü fısıltılarının dozunu arttırırdı. Tabii bunda Efes basketbol operasyonlarının son dönemde mali yatırım / başarı ilişkisindeki beklentinin tatmin edici olmaktan uzak kalışının da etkisi büyük... Aksine Türkiye Kupası ve FIBA EuroChallenge'ı alarak dirilmeye başlamış Bjk bu noktada çekici unsur!

Başta da belirttiğim gibi, bunlar artık klasik halini almış söylentiler. Gerçekleşir veya gerçekleşmez. Kaldı ki, basına yansıyan haberlere bakılırsa, bu seferki plan birleşmeden ziyade sponsorluk üzerine...

Yine de bizi ilgilendirmesi gereken, olası bir birleşme durumunda, BEKO Basketbol Ligi'nde oluşabilecek kontenjan açığını Trabzonspor'umuzun doldurması ihtimali!

Bunun için birleşmenin somut hal alıp takımlardan birinin lige katılma hakkının devri gerekiyor. Evet, ortada henüz hiçbir şey yok. Fakat Türkiye'de, özellikle mevcut basketbol camiasında "olmaz" demeden proaktif davranmak gerek.

Trabzonspor kulüp yetkilileri, bu sinyalleri kendi kanallarından araştırmaya başlamalıdır. Geçen sene Bandırma Kırmızı'nın lige katılıp katılmayacağı, Bölgesel Lig'e düşmüş İTÜ'nün bir anda Bandırma Kırmızı yerine BEKO hakkı elde edebilecek duruma gelmesi... Hatta Trabzonspor'umuzun hakkının Selçuk Üniversitesi'ne devrinin masaya yatırılması gibi yaşanmışlıkları hatırlayınca... Şansımızı denemeye değmez mi?